Gıda ve kültür, birbirinden ayrılmaz iki kavramdır. Her ülkenin kendine özgü yemekleri, kültürünü yansıtır ve o ülkenin tarihini anlatır. Ancak günümüzde, dünyanın küreselleşmesiyle birlikte gıda ve kültür de değişmeye başladı. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün raporuna göre, dünya nüfusunun artması ve küresel ticaretin yaygınlaşması sebebiyle, kültürel etkileşimlerin artması gıda ve kültürde değişimlere yol açtı. Bu değişimlerden en çok etkilenen ülkelerden biri de Türkiye oldu. Türk yemekleri, yüzyıllar boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun kültürel mirasıyla şekillendi. Ancak son yıllarda, Türkiye’de de küresel etkilerin görüldüğü bir trend başladı. Bu trend, Türk yemeklerine farklı lezzetler ve yenilikçi teknikler katıyor. İşte tam da bu noktada, Türkiye’nin önde gelen vizyoner şeflerinden biri olarak benim amacım, ülkemizin zengin gıda kültürünü korurken, küresel etkileri de yaratıcı bir şekilde kullanarak gastronomik deneyimi yükseltmek. Geleneksel Türk lezzetlerine modern dokunuşlar yaparak, yemeklerin görsel ve tat duyusundaki zenginliğini arttırıyorum. Bu sayede, Türkiye’nin zengin kültürünü dünyaya tanıtıyor ve gıda ve kültürü bir arada değerlendiriyoruz.
